CHP BARIŞ SÜRECİNE DESTEKLERİ
(Kılıçdaroğlunun Oslo Görüşmelerine olumlu bakması)
Barış Süreci-2-3-4 Bakınız...
(Kılıçdaroğlunun Oslo Görüşmelerine olumlu bakması)
Barış Süreci-2-3-4 Bakınız...
'Dağdaki(pkk) adam gelip siyaset yapacaksa onun yolunu açacaksın'
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 10’luk seçim barajını eleştirerek, “Dağdaki adam gelip siyaset yapacaksa onun yolunu açacaksın” dedi.
Öteden beri bu sorunun toplumsal destekle çözülebileceği tezimizi kuvvetlendirdik ve 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi Manifestosu açıkladık. Çözülecekse böyle çözülür dedik. Yüzde 10 seçim barajı mesela. Dağdaki adam gelip siyaset yapacaksa onun yolunu açacaksın. Refah Partisi, İşçi Partisi, ÖDP’yi bu baraj marjinal parti haline dönüştürdü. E bu partilerin taraftarları, kitleleri var; siyasete girmeleri gerek...
( t24 cnnturk ensonhaber haber21 ) 25.09.2013
‘Barış konusunda gelinen nokta bizi haklı çıkardı’
Peki bunun süreç ile hiç bağlantısı yok mu?
- Olmaz mı? AKP, Apo ile görüşmeler yaptı ve biz bu görüşmelerin sağlıklı olamayacağı endişesi taşıyorduk. Çünkü bizim doğru bulduğumuz yöntemle AKP’nin yöntemi arasında çok fark vardı. Gelinen nokta bizi haklı çıkardı. Süreç ilk başladığında hem BDP, hem AKP ortak biçimde CHP’yi suçladı. “Biz barışacağız, CHP engel oluyor” dediler. Biz de “Neyinize engel oluyoruz?” dedik. Gidip sınırda durarak “Hiçbir PKK’lı çıkmasın” mı dedik. Barış olmasın mı dedik? Tam tersi, ben o dönem “Buyrun çözün, size kredi açıyoruz” dedim. Bu bile, “Vay benim senin kredine ihtiyacım yok” sözleriyle, kıyametler kopartılarak karşılandı Erdoğan tarafından.
Biz başka bir sorumluluk daha aldık üstümüze ve bu sorun nasıl çözülür diye çalışmalar yaptık. Öteden beri bu sorunun toplumsal destekle çözülebileceği tezimizi kuvvetlendirdik ve 17 maddelik Özgürlük ve Demokrasi Manifestosu açıkladık. Çözülecekse böyle çözülür dedik. Yüzde 10 seçim barajı mesela. Dağdaki adam gelip siyaset yapacaksa onun yolunu açacaksın. Refah Partisi, İşçi Partisi, ÖDP’yi bu baraj marjinal parti haline dönüştürdü. E bu partilerin taraftarları, kitleleri var; siyasete girmeleri gerek. Bunların tamamını 12 Eylül darbe hukukunun kuralları yapıyor. Ama siz hem “darbeci değilim” diyorsunuz, hem de darbe hukukunun arkasına saklanıyorsunuz. Siz de darbecisiniz o zaman!
**HDP CHP'Yİ DE KANDIRMIŞ**
-Abdullah Öcalan posterleriyle bir miting düşünülmemişti.
-Demirtaş'ın konuşması söz konusu değildi.
-HDP Sözcüsü tarafından bu mitingin HDP’nin mitingi olduğu şeklinde bir açıklama yapıldı. Biz 'Öyle konuşulmamıştı' dedik.
'Barış mitingi konuşulduğu gibi gerçekleşmedi, Öcalan posteri çıkınca CHP'li vekiller alanı terk etti'
CHP İstanbul İl Başkanı Murat Karayalçın geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’da Barış Bloku' tarafından düzenlenen Barış Mitingi'nin önceden konuştukları gibi gerçekleşmediğini, Abdullah Öcalan posterleri çıkınca CHP milletvekillerinin mitingi terk ettiğini söyledi.
(odatv t24 haberler.com ) (13.08.2015)
“BARIŞ BLOKU MİTİNGİ KONUŞULAN ŞEKİLDE OLMADI”
İşte Murat Karayalçın’ın o sorulara verdiği yanıtlar:
- Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul’da Bakırköy’de “Barış Bloku” bir miting yaptı. Mitinge blok içinde olan bazı CHP milletvekilleri de katıldı. Sonra bu mitingin CHP içinde sıkıntılara neden olduğu haberleri çıktı. Neydi sıkıntı?
Orada 'Silahlar sussun' mesajı vardı ama orada Abdullah Öcalan’ın posterleri çıkınca o milletvekilleri de oradan ayrıldı. CHP milletvekilleri o alanda kalmadı. Abdullah Öcalan posterlerinin bulunduğu bir yerde barıştan söz etmek çok güç değil mi?
“BİR MUTABAKATA VARMIŞTIK”
- Siz İstanbul teşkilatı olarak “mitinge katılın” yönünde üyelere mesaj göndermiştiniz değil mi?
Evet ama miting öyle olmayacaktı. Abdullah Öcalan posterleriyle bir miting düşünülmemişti. Orada on binlerce, yüz binlerce barıştan yana İstanbullu, Türkiye Cumhuriyeti yurttaşı olsun istenmişti. Yani bir partinin bayrağı flaması, bir partinin egemenliği, ağırlığı olmasın, düz İstanbullular olsun istenmişti. Ben Düzenleme Kurulu'nun bütün iyi niyetli anlayışına ve tavrına rağmen bunların yaşanmış olmasını olumsuzluk olarak görüyorum. Ben Barış Bloku Sözcüsü Profesör Gencay Gürsoy’a ve arkadaşlarına inanıyorum. Beni ziyaret ettiler, şimdi size anlattığım görüşmeyi de Gencay Gürsoy ve arkadaşları ile yapmıştım, bir mutabakata varmıştık. Ama sonra iş başka bir şekle dönüştü. Bu da girişimin ağırlığı azalttı diye düşünüyorum.
“DEMİRTAŞ KONUŞMAYACAKTI”
- Mitingde açılan Öcalan posterleri mi sizi rahatsız etti?
Sadece o değil, HDP Sözcüsü tarafından bu mitingin HDP’nin mitingi olduğu şeklinde bir açıklama yapıldı. Biz 'Öyle konuşulmamıştı' dedik. Sonra o açıklama düzeltildi. Daha önce konuşmamızda HDP Genel Başkanı’nın konuşması söz konusu değildi. Selahattin Demirtaş’ın konuşması gündeme geldi. Başlangıçtaki düşüncelerin dışında birtakım gelişmeler yaşandı. O nedenle de CHP kesiminden katılım beklendiği kadar olmadı. Biz barıştan yana her etkinlikte yer alırız ama barış ile siyasi partileri ilişkilendirip bir siyasi partiyi ya da birkaç siyasi partinin orada egemenlik kurmasına zemin yaratılmasını da uygun bulmayız. Miting konuşulan şekilde olmadı.
Odatv.com
**25 CHP'liden Çözüm Sürecine Destek İmzası!(06.05.2013)**
CHP'nin Politikası Hangisi
Ancak, bazı yönetici ve milletvekillerinin genel başkanın açıklamasını, partinin kurumsal yaklaşımını beklemeden -içeriği bir yana- bir bildiriye aceleyle imza atmalarının izahı çok zor.
**111 İmzalı Metin Özetle Şöyle:
-Terörle mücadele yasasının kaldırılması,
-Türk milleti ve Türk vatandaşlığı kavramının anayasadan çıkarılmasının öngörüldüğü;
-Parlamento çalışmalarını Türkçe dışındaki dillere açma girişiminde bulunulduğu;
-PKK liderinin taleplerinin anayasa çalışmasında yer almasını amaçlayan ve buna barış süreci adını veren anlayışın...
CHP NEDEN BİR BÜTÜN OLAMIYOR
Peki, 6 Mayıs Bildirisi’ne imza atan CHP’lileri eleştiren ve bu konuda 9 Mayıs’ta TBMM’de bir basın açıklaması yapan 7 CHP milletvekilinin argümanları nedir? Onlar, “bazı yönetici ve milletvekillerinin partinin resmi söylemi dışındaki arayışlara destek vermelerinin” CHP’nin izlediği politikaların etkinliğini zaafa uğratacağını öne sürüyorlar. “Birliğe Çağrı” başlıklı açıklamada partinin birlik ve bütünlüğü zedelenmeden tarihsel gücünü bilerek siyaset yapmasının bütün milletvekili ve yöneticiler için bir yükümlülük olduğuna dikkat çekiliyor; CHP’nin öncülük etmediği ve kurumsal kimliği yansıtmayan bildirilere imza atmanın partinin birlik ve bütünlüğüne zarar vereceğine vurgu yapılıyor. Kaynak: odatv milliyet gazetevatan
**KILIÇDAROĞLUNUN İLK BAŞTA OSLO DESTEĞİ TEPKİLER ÜZERİNE GERİ ADIM ATMASI...**
-18.09.2012: Haluk Koçun Oslo Protokolünü açıklaması ve ak partiyi eleştirmesi, (t24 haberturk odatv)
-20.09.2012: Kılıçdaroğlu: PKK silah bırakacaksa Oslo görüşmeleri sürmeli
-21.09.2012: Kılıçdaroğlu: Silah bıraktırılacaksa PKK'yla görüşülür(geri adım yavaştan başlıyor...)
-22.09.2012: Kılıçdaroğlu: Oslo raporundan sonra biz Oslo'ya destek vermedik (cumhuriyet t24)
**Kılıçdaroğlu, Oslo Görüşmeleri Sürmeli**
1-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ‘Eğer PKK ’ya silah bıraktıracaksa terör örgütüyle görüşmelere devam edilmeli. Ancak Anayasa ve idari yapı kırmızı çizgimiz’ dedi.
Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç’un Oslo görüşmelerine dair bir mutabakat metnini paylaşması ve CHP ’nin görüşmeleri eleştirilere neden olmuştu.
(Kaynak: t24 haberturk gazetevatan agos)
‘Koç’un çıkışı gereksiz’
Koç’un çıkışını “gereksiz” bulanlar da var. Bir grup MYK üyesi ve milletvekilleri konuyu Kılıçdaroğlu ile de konuşmaya hazırlanırken, önümüzdeki toplantılarda şu görüşler dile getirilecek:“Bir taraftan Kürt sorununun çözümünde silahların susması için CHP aktif rol üstlenme girişimleri yaparken, diğer taraftan Oslo görüşmelerine tamamen karşıymışız gibi aşırı milliyetçi bir söylem yaratılması doğru değil. Şu aşamada şehitlerin arttığı bir ortamda daha sağduyulu olmak gerekirken bu çıkışlara ne gerek vardı. Bu mutabakat metninde kritik bir nokta var. 15 Haziran’a kadar silahların susması anlaşması yapılıyor. Bu demektir ki AKP 12 Haziran seçimlerini atlatmak istedi. Burada bir vurgu yapılacaksa bu vurgulanmalıdır.”
**Kılıçdaroğlu: Silah Bıraktırılacaksa PKK'yla görüşülür**(21.09.2012)
PKK’yla masaya oturulmasına değil, müzakerenin içeriğine mi itiraz ediyorsunuz?
Evet. Silah bıraktırılacaksa, bu tür görüşmeler yapılabilir. Dünyada da örnekleri var. Ayrıca Oslo’dan önce de yapılıyordu. Bu biliniyor. Burada önemli olan görüşmenin içeriğidir. Silah bıraktırmaya, terörü sonlandırmaya yönelik olmalı. Oslo türü görüşmelerde -öncesinde veya sonrasında- eğer bize bilgi verilseydi, muhalefet bilgilendirilseydi daha doğru olurdu. Bu tür süreçler hakkında muhalefete de bilgi verilmeli. O zaman daha sağlıklı görüşmeler yapılabilir.
-Eğer PKK’ya silah bıraktıracaksa elbette bu tür görüşmeler yapılabilir. Bizim Oslo’yla ilgili itirazımız, müzakerenin içeriğinedir. Orada gördük ki, görüşmeler PKK’ya silah bıraktırmak için yapılmamış. AKP seçime terörsüz ortamda gitsin diye yapılmış. Şunu sormak lazım, tarih olarak niye 15 Haziran telaffuz ediliyor.
Metinden de anlaşılıyor ki, o masada anayasa değişikliği dahil yeni bir Türkiye devleti konuşulmuş, bunu kabul etmemiz mümkün değildir. Biz, bu tür görüşmelerin silah bıraktırmak üzere yapılabileceğini söylüyoruz.
Ana muhalefetin ve muhalefetin bilgilendirilmesinin ne tür yararları olabilir?
Bu tür görüşmeler, gizlilik içinde yürütülür tabii, ama bize de bilgi verilmiş olursa o zaman Başbakan bu tür eleştirilere muhatap olmazdı. Eğer kamuoyuna açıklanmaması gereken hususlar var ise, onlar da belirtilirdi ve kamuoyuna yansımazdı. Gizli kalırdı ve bu durumda konu bir devlet meselesine, devlet sırrına dönüşürdü. Türkiye’nin bu tür bir devlet geleneği vardır ve sicili de bu açıdan sağlamdır.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, son günlerde meydana gelen terör olaylarını değerlendirdi. Samanyolu Televizyonu'nun konuğu olan Kılıçdaroğlu, olaylar, yapılan pazarlıklarda uzlaşma sağlanamamasının sonucudur dedi. Kılıçdaroğlu, eğer terör bitecekse Abdullah Öcalan'la görüşülebilir diye konuştu.
(cnnturk evrensel.net) 23.09.2011
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Abdullah Öcalan ile görüşülebileceğini dile getirdi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'daki basına kapalı toplantıda Abdullah Öcalan'a yeşil ışık yaktığını duyurdu. "Kılıçdaroğlu ayrıca anadilde eğitim konusunda parti komisyonlarından çıkacak kararları destekleyeceklerini belirti.
'ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLEBİLİR'
Çözüm sürecinin konuşulduğu görüşmede Kılıçdaroğlu'nun Abdullah Öcalan ile görüşülebileceğini vurguladığı aktarıldı. Bu görüşmenin Akil İnsanlar aracılığıyla da olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Çözüm aşamasında son nokta Meclis olmalıdır" dedi. (odatv) 30.11.2014
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin 'Geleceği Birlikte Kuruyoruz' adlı bölgesel toplantılarının 8.'sini Diyarbakır'da gerçekleştirdi. Toplantının ardından sivil toplum kuruluşları temsilcileri ile bir araya gelen Kılıçdaroğlu'nun basına kapalı yapılan görüşmede, çözüm süreci kapsamında, Abdullah Öcalan ile görüşülebileceğini dile getirdiği gündeme geldi.
CHP Milletvekili Durdu Özbolat'ın sahibi olduğu Yurt gazetesi, bugünkü manşetinde CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Diyarbakır'daki basına kapalı toplantıda Abdullah Öcalan'a yeşil ışık yaktığını duyurdu. Haberde, "Kılıçdaroğlu ayrıca anadilde eğitim konusunda parti komisyonlarından çıkacak kararları destekleyeceklerini belirtirken, HDP ile çözüm süreci kapsamında bir iş birliğine Süleyman Demirel'in, 'Siyasette 24 saat bile uzun bir zamandır. Her an her şey olabilir' sözüyle cevap verdi" ifadeleri yer aldı.
'ÖCALAN İLE GÖRÜŞÜLEBİLİR'
Çözüm sürecinin konuşulduğu görüşmede Kılıçdaroğlu'nun Abdullah Öcalan ile görüşülebileceğini vurguladığı aktarıldı. Bu görüşmenin Akil İnsanlar aracılığıyla da olabileceğini belirten Kılıçdaroğlu, "Çözüm aşamasında son nokta Meclis olmalıdır" dedi.
Hangi CHP Milletvekili Öcalan'a selam gönderdi
CHP'li A.H isimli milletvekilinin HDP heyeti aracılığıyla İmralı'da müebbet hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan'a selam gönderdiği öne sürüldü.
Aydınlık'tan Ceyhun Bozkurt'un yayımladığı İmralı tutanaklarına göre; CHP'li A.H isimli milletvekili, İmralı'ya giden HDP'li milletvekillerine 'selamın' yanı sıra şu mesajı göndermiş;
"Heyet: Başkanım, komisyon kurulmadan bir gün önce CHP'den vekil A.H. ile görüştük. Size selamı var. Nevvroz'da okunan mesajınızı çok beğenmiş. Derli toplu bir metin olduğunu söyledi. Yalnız 'daha çok Ortadoğu'ya ilişkin belirlemeler var. Eksik olan AB konusunda bir görüşte belirtilseydi iyi olurdu' dedi. Bireysel olarak CHP'nin sürecin içerisinde olması gerektiğini düşünüyor. (odatv ulusal)
**Apo’dan Kılıçdaroğluna Selam**
**Akif Hamzaçebi Apo'nun Nevruz Mesajını Çok Beğendi**
Pervin Buldan: (S. 69) Başkanım, komisyon kurulmadan bir gün önce CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi ile görüştük. Nevruz'da okunan mesajınızı çok beğenmiş. Derli toplu bir metin olduğunu söyledi. Yalnız "daha çok Ortadoğu'ya ilişkin belirlemeler var. AB konusunda da görüş belirtilseydi daha iyi olurdu” dedi. Bireysel olarak CHP'nin sürecin içerisinde olması gerektiğini düşünüyor. (odatv ulusal )
**ÖCALAN ULUSALCILAR CHP'Yİ AŞAĞIYA ÇEKİYOR**
Öcalan: CHP'nin iyi bir sosyal demokrat parti olmasının ne kadar önemli olduğunu ben biliyorum, onlar bilmiyorlar. Akif Bey'e ve Kemal'e (Kılıçdaroğlu) selamlarımla beraber, “Öcalan'in Kemalizm eleştirisi yapıcıdır, Kemalizm güncellenerek faydalı olabilir. Ulusalcılar CHP'yi aşağıya çekiyorlar. Öcalan'a destek verseydiniz iyi olurdu. AKP'nin hegemonik yapıdan kurtulmak için komisyon önemli bir şanstır. Bu şansı kaçırmayın” deyin. Komisyona mutlaka üye vermeliler. Ayrıca “Akil İnsanlar Öcalan'la görüştüler, bu kadar büyütmesinler, AKP'nin diktatörleşmesine izin vermeyeceğiz” deyin. Ama onlar katılırlarsa da yavaş yavaş girmeliler. Bu şansı kaçırmasınlar, her iki komisyona da yavaş yavaş girmeliler. Ankara Konferansında özellikle kadınlarla ortaklaşabilirler.
Öcalan: Evet, bunları onlara anlatmalısınız. Tekrar görüşmelisiniz. CHP mutlaka sürece girmelidir.
**MHP KARŞI ÇIKABİLİR, CHP GELSE İYİ OLUR**
MHP karşı çıkabilir. CHP gelse iyi olur. İkna etmeye çalışın, gelmezlerse ne yapalım! "Demokratikleşmenin bütün maddelerini gündeme alacak bir komisyondur" deyin CHP'ye. İşte 16 madde falan açıkladılar, bunların hepsi bu komisyonun gündeme alacağı konulardır. (Öcalan'ın kastettiği 16 madde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 26 Mart 2013 tarihinde partisinin CHP Grup Toplantısı'nda açıkladığı "Demokrasi Paketi"nin maddeleri-Aydınlık)
ÖCALAN: KILIÇDAROPLU İLE CHP İLE GÖRÜŞÜN>TIKLA
ÖCALAN: KILIÇDAROPLU İLE CHP İLE GÖRÜŞÜN
Öcalan: ( S. 323) Heyet çalışmalrıyla ilgili önemli oranda sorunları aşacağız. Bu konuları CHP ile de görüşün. Kılıçdaroğlu’na da anlatın. ‘Devlet bir dönüşüm geçiriyor, bunun dışında kalırsanız başarma şansınız yoktur’ deyin, izah edin. Ona deyin ki, bu sizin için şon şanstır, bunu şansı iyi kullanın.
S. S. Önder: Kılıçdaroğlu ile görüşmemizde dedi ki. ‘Biz bu süreç başladığında bir araştırma yaptırdık, ortaya şöyle bir şey çıktı. İnsanların yüzde 70’i Kürt komşu istemiyor.’ Ben de kendisine tam da bu yüzden kenarda durmak yerine inisiyatif almalısınız dedim.
Öcalan: Ona deyin ki, MHP’yi de bir kenara bırakın, pozisyonunuzu tekrar gözden geçirin, AKP’yi de başımıza bela eden sizsiniz’ deyin. Siz de anlatın, inatçı olun, derinlikçi olun. AKP ile müzakere ediyoruz, sizinle de ederiz, siz gereğini yapmazsanız AKP hem sizin hem de bizim başımıza bela olur deyin.
(odatv sosyalpaylasim)
CHP'den Öcalan açılımı: Başarıyı teslim etmeliyiz
Ajans Bekaroğlu'nun sözlerini "Çözüm sürecinin geldiği aşamayla ilgili bir soruya Bekaroğlu, şimdiye kadar ölümlerin olmaması, kan akmamasının bir başarı olduğunu vurguladı" ifadeleriyle aktarırken Bekaroğlu, "Kimse bu başarı, hükümet, Öcalan; teslim etmemiz gerekiyor. Bu güzel bir şey" dedi.
CHP’nin Kürt meselesini çözeceğini iddia eden Bekaroğlu, “İki ayrı halk varsa ki var. Halk derken yurttaş, vatandaş anlamında söylemiyorum; kültür ve kimlik anlamında söylüyorum. Bunlar eşit haklara sahip olacaktır. Kendi kimliklerini, yaşam tarzlarını yaşarken eşit haklara sahip olacaklardır. Devletle olan ilişkilerde, kamu hizmeti alırken de eşit haklara sahip olacaklardır. Bu böyle olacaksa, hepsi sosyal demokrat ilkeleri içinde gizlidir.” dedi.
Elinde silah olan, 30 senedir terör eylemleri yapan bir örgüt bulunduğunu dile getiren Bekaroğlu, "Bu örgütün elinden silahları alırsınız. Bunun muhatabı da elinde silah olandır, onunla konuşursunuz. Bunun için dünyayı yeniden keşfetmeye gerek yok. Dünyanın değişik yerlerinde böyle olaylar vardır... Kaynak: odatv internethaber
Öcalan: Kılıçdaroğlu çözümün bir parçası olmak istiyorum diyor, olsun
Heyeti geliştirmemiz gerekiyor. Eşbaşkanlar olmalı, parlamento kanadını geliştireceğiz. Kılıçdaroğlu’na bilgi verin. Çözümün bir parçası olmak istiyorum diyor. Olsun. Silivri meselleri de gelip buraya dayanacak.
Sezgin'le de (Tanrıkulu) görüşülebilir. Hakikat Komisyonu, Akil İnsanlar Komisyonu onların önerisiydi. Ben bu iki komisyonu görüşüyorum. Ona söyleyin. Devleti AKP’ye bırakırsanız dışında kalırsınız. CHP’nin katkısı olabilir, önemli görüyoruz.
(odatv)
**Kemal Bey, Siz CHP'nin Başına Gelmiş En Büyük Belasınız.**
24 Haziran'da yapılacak seçimlere hazırlanan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin seçim beyannamesini açıkladı.
Kılıçdaroğlu'na en sert tepki ise, gazeteci Nihat Genç'ten geldi.
-"PKK YAZSA, BU KADARINI YAZABİLİRDİ"
-"SEZGİN'İN KÖPEĞİ OLMUŞSUNUZ"
-"ETNİK PAZARLIKLA KURULACAK MEMLEKETİN..."
-"SENİ DE PARTİNİN DE PAZARLIĞININ DA..."
-Hendeklere Doymamışlar...
-Ülkenin bir kısmını Terörist Etnik milliyetçilere vermek...
-Terbiyesiz ahlaksız adam, Tayyib'in bile korkup yarı yoldan döndüğü ihanet projesine, utanmadan balıklama dalıyorsun...
-O bildirinde FETÖ'den tek satır niye yok...
(odatv) 27.05.2018
"1-PKK YAZSA, BU KADARINI YAZABİLİRDİ"
CHP'nin HDP ile etnik pazarlık içerisinde olduğuna dikkat çeken Nihat Genç, yazısında şu ifadelere yer verdi: "Utanmaz adam o bildiriyi PKK yazsa, bu kadarını yazabilirdi! Kansız ruhsuz cibilliyetsiz adam!
Etnik pazarlıklara doymadınız, açılımlar, süreçler, eyaletler, Türk tire Kürt yazan yeni anayasalar, yerel yönetimler b.ku püsürüğü yeniden başlatacaklarmış, hendeklere doymamışlar, kan terör pazarlıkları hevesleri bitmemiş.
HDP'nin yüzde on oyunu almak için, yeniden Fırat'tan doğusunu, dört yüz bin km kareyi, 15 vilayeti masaya koyarak ya da ülkenin bir kısmını terörist etnik milliyetçilere vermek, hayrola, o kadar acıdan hiç mi ders çıkartmadınız?
Terbiyesiz ahlaksız adam, Tayyib'in bile korkup yarı yoldan döndüğü ihanet projesine, utanmadan balıklama dalıyorsun, o bölgeden yenilecek ekmeği zamanında Tayyib yedi, artık süreçler, açılımlardan ekmek kalmadı, üçkağıtçı zübük siyasetçi, o metni kim tutuşturdu eline?
"2-SEZGİN'İN KÖPEĞİ OLMUŞSUNUZ"
Metnini tane tane okuduk, başımızdan aşağı kaynar sular döküldü, bu satırlarda bin kez cevap verildi, yeniden oturup ayrıntısıyla tek tek boş yere şuydu da efendim buydu da, Sezgin Tanrıkulu'nun köpeği olmuşsunuz, ne söylemişse tek tek yazmışsınız.
CHP'yi gasp etmişler, ülkeyi yıkıma götürüp keyfini sürüyorlar. Artık açılım, süreç, etnik eyalet, Türk-Kürt etnik anayasa işlerini sana mı havale verdiler.
Kansız ruhsuz cibilliyetsiz adam! "Çözüm sürecinde" Tayyip'e daha ağırlarını söyledim, 10 kere yargılandım, 20 kez de yine söylerim.
Ne güzel muhalefet, bir heyecan yakalamış, bir rüzgardır gidiyor, yaptığı işe bak, rezil herif!
O süreç başlatan bildirini alkışlayanların da Allah belasını versin, sessiz kalan yazarların, vekillerinin de Allah belasını versin.
"3-ETNİK PAZARLIKLA KURULACAK MEMLEKETİN..."
Demek HDP'yle etnik pazarlık yapıp Tayyib'i devireceksiniz ha, etnik pazarlıkla kurtulacak memleketin ..ına koyum.
Metnini tane tane okuduk, başımızdan aşağı kaynar sular döküldü, bu satırlarda bin kez cevap verildi, yeniden oturup ayrıntısıyla tek tek boş yere şuydu da efendim buydu da, Sezgin Tanrıkulu'nun köpeği olmuşsunuz, ne söylemişse tek tek yazmışsınız.
O bildirinde FETÖ'den tek satır niye yok, niye yok, 240 sayfa metin ve FETÖ yok, ama, içerde gazeteciler varmış onları kurtaracakmış, hangi gazetecilermiş bunlar, uğruna beş yüz km İstanbul yollarına düştüğün Nazlı Ilıcak, Mehmet Altan sevgililerin mi?
"SENİ DE PARTİNİN DE PAZARLIĞININ DA..."
Demek yeniden süreci bu sefer CHP başlatıyor, demek hendekler isyanlar PKK bombalar yine siyasetin kanlı pazarlığında.
Seni de partinin de pazarlığının da...
HDP'nin 'yüzde on'u olmadan nasıl olacakmış?
Ananın... olacak.
Ajanlar CHP'yi ele geçirmiş, bir de Kemalistmişler, bir de Atatürkçüymüşler, bir de Kuvay-ı Milliye'den gelen CHP'liymişler, bir de Cumhuriyet'i kuran partiymişler.
Ha de lan."
-------------------------------------------------------
Burada oturup muhalefetin tadını bozmayalım, biliyorsak da bir şeyler konuşmayalım deyip sustuk kaç zamandır, yazmıyor çizmiyoruz, şu rezil herifin yaptığına bak, kan pazarlığıyla, etnik pazarlıkla, süreçle, açılım vaatleriyle kazanılacak seçimin de...
Memleketin yüz karası adi herifler, hala batı projeleri, hala kumpas, hala ihanet şebekelerinin, hala batılı elçilerin metinlerine meşruiyet kazandırma ve göbek ata ata ilan etme peşindesiniz.
Sevinin FETÖ'cüler, sevinin PKK'lılar, sevinin liberaller, sevinin Cumhuriyet Gazetesi t24, sevinin Halk TV, sevinin, "açılımınız" yola çıkmış geliyor, hendekleriniz, isyanlarınız, bombalarınız yeniden bayram yeri.
Not: Daha da vahimi, Kemal bey bu ihanet bildirgesini parti meclisine sunmadan tartışmadan kendi kafasınca özel arkadaşlarıyla "korsan" hazırlamış, yanisi bu bildirgeden kurumsal olarak CHP'nin de haberi yok.
CHP'li Soysal "Öcalan'a Ev Hapsi"nin Tartışılmasına Sıcak Bakıyor
CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal, DTK'nın Abdullah Öcalan için, 'ev hapsi' talebini değerlendirirken, "barışı sağlamanın bütün koşulları konuşulmalıdır, tartışılmalıdır" dedi.
Soysal, "Hiç bir şeyi tartışmaktan kaçmamalıyız. Diyalogla, konuşarak her sorun çözülür. Ama önemli olan barışın kalıcı bir şekilde sağlanmasıdır. Artık bir tek kişinin bile burnunun kanamasına tahamülümüz yoktur. Yani bölge yaralı, bölge acılı, bölgede yoksulluk had safhada, açlık, yokluk, had safhada. Ve gerçekten insanın insanca yaşayabileceği bir toplumu yaratmak zorundayız" dedi. (01.03.2011)
Kılıçdaroğlu'ndan Öcalan için yeşil ışık
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Bülent Arınç'ın gündeme getirdiği, Beşir Atalay'ın "gündemimizde yok" diyerek yalanladığı, "Öcalan'a ev hapsi" tartışmasıyla ilgili olarak, “Biz içerik tartışmak istemiyoruz. Bizim önerimiz TBMM’de dörtlü komisyon kurulmasıdır. Eğer dört parti bu konuda da uzlaşırsa bizim için mesele olmaz” karşılığını verdi. (17.06.2012)
Kaynak: t24 cumhuriyet milliyet
"Sayın Abdullah Öcalan'ın başlatmış olduğu..."
Hakkari Belediyesi ile Beşiktaş Belediyesi'nin 'Barışta Hakkari'de Buluşalım' adını taşıyan ortak projesi kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerde AKP'nin başlattığı "çözüm süreci"ne ilişkin çarpıcı açıklamalar yapıldı. Hakkari Belediye Başkanı BDP'li Dilek Hatipoğlu konuşmasında, "Sayın Abdullah Öcalan'ın başlatmış olduğu barış süreci onurlu, adil bir çözümle sonuçlansın istiyoruz. Bu nedenle Beşiktaş Belediyesi ile bir kardeşlik protokolü imzalıyoruz." dedi.
Beşiktaş Belediye Başkanı CHP'li Murat Hazinedar, "Hakkari'de böyle bir projeyi gerçekleştirmedeki amaçlarının 'Çözüm sürecine takviye sağlamak" olduğunu ifade etti.
Kaynak: odatv mynet sondakika banuavar
İYİ Parti'de yeni görevi üstlendikten sonra, Mehmet Salim Ensarioğlu'nun, 2013 yılında PKK’nın lideri Abdullah Öcalan için ise, "Bana göre Öcalan'a daha ılımlı işte bir ev hapsi gibi imkan tanınarak, ister televizyonla, ister telefonla, görüntülü, görüntüsüz, gibi bir ortam sağlanması gerekir...Bizim temel sorunumuz bu olayın çözülmesidir. Birbirimizi böyle çocuksu hareketlerle, işte yok biz burada tutarız, gibi meseleler değildir. Mesele, bu olayın çözülmesidir. Durum böyle olduğuna göre o zaman Öcalan tripleks dairede de oturabilir, villada da oturabilir. Yanına sekreter, danışman, ve teknolojik imkanlar gibi imkanlar da tanınmalıdır. Bu olayın bir an önce bitmesi için ne gerekiyorsa yapılmalıdır. " ifadelerini kullanması dikkat çekti.
Ensarioğlu ayrıca, o dönem yaptığı konuşmasında, PKK'lılara "af" da isterken, "Bu insanların dağdan inmeleri için bir yol verilmelidir. Nedir bu yol? Bu yol aftır" diye belirtmişti.
Kaynak: odatv haberler.com yenisafak
**CHP DE ANADİL VE OSLA TARTIŞMALARI**
1-CHP'de 'vatandaşlık tanımı' tartışması!(18.10.2011)-Haberturk
Yeni anayasa çalışmaları öncesinde CHP'nin aklı karışık. Hukukçu kurmayların hazırladığı Anayasa Vizyonu raporundaki "vatandaşlık tanımı" ve "anadil öğrenimi" konuları tartışma yarattı.
Toplantıda yeni Anayasa çalışmaları da masaya yatırıldı. Bazı üyeler hukukçu kurmayların hazırladığı “10 Başlıkta CHP’nin Anayasa Vizyonu” raporunda yer alan “vatandaşlık tanımı” ve “anadil öğrenimi ” konusundaki çekincelerini dile getirdi. Grup Başkan vekili Akif Hamzaçebi konunun partinin yetkili organlarında tartışılmamasını eleştirdi. Bazı üyelerin ise “Türklük tanımından niye rahatsız oluyoruz, niye değiştiriyoruz” diye çıkıştığı öğrenildi. Bunun üzerine Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu “tanım” vaadinin seçim bildirgesinde bulunduğunu ve 2002 kurultayının sonuç bildirgesinde bu konuya atıfta bulunulduğunu anlattı.... Kaynak: Haberturk
**KILIÇDAROĞLUNUN OSLO DESTEĞİ**
**EKSEN KAYMASI CHP'Yİ ÇATLATTI.(28.09.2012)**
-Anadilde Eğitim
-Kılıçdaroğlu Oslo Desteği
-Cumhuriyet Adım Adım Kürdistan Bölünmesine, Özerkliğe Gitmektedir.
-Terör Örgütü Mensupları Ve Liderleri Silah Bırakırsa, Başka Ülkelere Gidebilirler
-Kimi Şahıslar Anayasadan Türk Kelimesinin, Atatürk Milliyetçiliğinin Çıkartılması Konusunda Önerge Verebiliyor
Kaynak: yenicaggazetesi evrenselnet sondakika detay için tıkla
-1-CHP Eski Manisa Milletvekili Şahin Mengü---
“CHP özellikle ana dilde savunma konuşulurken çok ciddi bir yanlış yapıyor” dedi. Mengü şunları söyledi: “Birden fazla ana dilin kamusal alana nakli söz konusu. CHP, devletini, kurucu antlaşması Lozan sözleşmesini ve CHP’nin taraf olduğu Medeni Haklar Sözleşmesi’ni, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde insanların mahkemelerde dilediği şekilde, dilediği dille savunma yapma hakkı yoktur.
**Türkiye Cumhuriyeti adım adım Kürdistan bölünmesine, özerkliğe gitmektedir. CHP’nin buna karşı çıkması gerekir. Tarihi görevi olarak bu ayrışmaya karşı çıkması gerekir.”
-2-Kılıçdaroğlu Emek Partisi Görüşmesinde...
“CHP’de bazı kanatlar özellikle Kürt sorununun çözümü konusunda adım atmamızı zaman zaman engellemek istiyor. Ancak insan hakları ve evrensel hukuk kuralları çerçevesinde anadilde savunma, tecrit gibi konularda tavrımızı ortaya koyduk. Anadilde eğitim şimdi olmasa da, süreç içinde, demokratik zeminde tartışılabilir”
** CHP lideri, Başbakan Erdoğan’ın Pakistan dönüşünde, “Terör örgütü mensupları ve liderleri silah bırakırsa, başka ülkelere gidebilirler” yönündeki açıklamalarına da destek verdi.
-3-KILIÇDAROĞLUNU OSLOYU DESTEKLEMESİ----
****Geçtiğimiz 28 Eylül’de Kemal Kılıçdaroğlu başkanlığındaki toplantıda bazı milletvekilleri, CHP’nin “hedeflerinden saptığı” yönünde sert eleştirilerde bulundu. Toplantıda, CHP İstanbul Milletvekili Fatma Nur Serter’in söz alarak,
Kemal Kılıçdaroğlu’na “Sizin 6 oktaki laiklik konusundaki, ulusalcılık konusundaki görüşünüz ne?”, “Terör konusunda ’Oslo sürecini destekliyorum’diyorsunuz, Oslo’da müzakereye oturduğunuzda PKK’nın talepleri kültürel hakların ötesine geçti, PKK’nın federasyon, özerk devlet gibi taleplerini kabul edecek misiniz?” şeklinde sorular yönelttiği ifade edildi.
CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk’ün ise, Kılıçdaroğlu’nun Oslo konusundaki açıklamalarına tepki göstererek, “Ne farkımız var BDP’den? Halkımız bize kin kusuyor” dediği ifade edildi.
-4-Oslo ve Anayasa Süreci
“Bu partide terörle müzakere, uzlaşma ve anayasa çalışmalarında görüş birliği olmadığı ortaya çıkmıştır. Genel Başkan dışarıya karşı ’aynı görüşteyiz’ demesine rağmen, anayasa ve Oslo sürecinde parti ikiye ayrılmıştır” dediği ifade edildi.
-5-“Türklük” Tartışması-
Öte yandan toplantıda yeni anayasa konusu da gündeme geldi. TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyelerinden CHP İzmir Milletvekili Rıza Türmen’in “Türklük tanımından vazgeçelim” önerisinin de bazı vekiller tarafından tepki çektiği ifade edildi. CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz’ın “Bunları nasıl dersiniz, bu nasıl bir Anayasa Komisyonu?” dediği kaydedildi.
----CHP içinde yaşanan çatlağa bir tepki de eski Milletvekili Rahmi Güner’den geldi. Güner, şunları söyledi: “Sezgin Tanrıkulu’nun CHP’li olduğuna inanmıyorum. Hüseyin Aygün zaten açıkça ’CHP’li değilim’diyor. Biz o Meclis’te Silivri’deki anti demokratik uygulamaları eleştirirken Habur’dan gelenleri davul zurna ile karşılayanlardan ve onların avukatlarından biri olan Sezgin Tanrıkulu şu an Genel Başkan Yardımcılığı koltuğunda.
-6-Anayasadan Türk Kelimesi Ve Atatürk Milliyetçiliğinin Çıkarılması-
“CHP’liler Atatürk milliyetçiliğini savunurken CHP milletvekili olduğunu beyan eden kimi şahıslar anayasadan Türk kelimesinin, Atatürk milliyetçiliğinin çıkartılması konusunda önerge verebiliyor. Bu durumda gerçek CHP’li taban ile, seçmen ile şu anda CHP’nin yönetimi arasında bir ideolojik farklılaşma olduğunu anlamak çok kolay.
-7-ATATÜRKÜN PARTİSİNİ ELE GEÇİRİP, DEĞİŞTİRİP,
DÖNÜŞTÜRMEYE KİMSENİN GÜCÜ YETMEYECEKTİR.---
-Eski İzmir CHP Milletvekili Canan Arıtman da “CHP’nin değiştirilmeye çalışıldığı anlaşılıyor. Onun için yeni gibi isimler konuluyor. Atatürk’ün kurduğu partiyi ele geçirip, değiştirip, dönüştürmeye kimsenin gücü yetmeyecektir. CHP Atatürk’ün kurduğu ve emanet ettiği bir partidir. Olduğu gibi korunacaktır” diye konuştu. Arıtman, şöyle devam etti: “CHP’yi yenileştirmeye gerek yok, çünkü CHP devamlı devrimciliği benimsemiş bir partidir, 6 oku hiçbir şekilde değiştirilemez. Atatürk’ün cumhuriyeti kuruluş ilkeleri, felsefesi, bakış açısı hiç kimse tarafından değiştirilemez. Değiştirilmesini kabul etmeyiz. Atatürk, kurduğu bu partiyi Türk milletine emanet etti. Bu emanete kimsenin dokunmasına, başkalaştırmasına, değiştirmeye kalkmasına hiçbir şekilde izin vermeyiz. Bütün bu başkalaşım Kılıçdaroğlu ve ekibi, parti iktidarına geldikten sonra oldu.”
Kaynak: yenicaggazetesi evrenselnet sondakika
-8-Bizi öldürürken Türkçe konuşanlar, niçin savunma yaparken
Kürtçe konuşmak istiyorlar.
Partinin “anadilde savunma” ile ilgili izleyeceği politikanın belirlendiği görüşmede Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu tasarıyı eleştirerek, “Kendimi bu partide artık yabancı gibi hissediyorum. Ailemden iki şehit verdik. Birini toprağı ben indirdim. Aranızda Güneydoğu’da askerlik yapan var mı? Yapan varsa bilir teröristler kendi aralarında telsiz ile konuşurken Türkçe konuşur. Şimdi, yargıda Kürtçe savunma yapmak istiyorlar. Kürtçe savunmak yapmak isteyenlerin yüzde 85 iyi Türkçe bilen ve konuşan insanlar. Bizi öldürürken Türkçe konuşanlar, niçin savunma yaparken Kürtçe konuşmak istiyorlar. Aslında hedefleri başka” diye konuştu..... Kaynak: dersim-haber
CHP'de anadil çatlağı (31.08.2013)
...CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu Twitter’dan attığı tweetlerle CHP’nin TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonu’ndaki anadil tutumunu eleştirdi. “Devletin resmi dili, yurttaşların anadili olur” diyen Tanrıkulu, anadilde eğitim ve öğretimin demokratik devletin görevi olduğu belirtti.
İşte Tanrıkulu’nun o tweetleri:
-Her türlü vesayet düzeninin geleneklerine/ritüellerine karşı çıkarak sivil demokrasiyi savunmak önceliği sol/sosyal demokratların görevidir.
-Devletin resmi dili, yurttaşlarının ana dili olur.Demokratik devlet, anadili yasaklamaz, öğretimine/eğitimine/yaşamasına saygı gösterir.
Kaynak: odatv
CHP'li heyet Diyarbakır'a barış çıkarması yaptı.
Türkiye'deki terör sorunu ve güvenlik konusunun araştırılması için CHP tarafından Meclis'e sunulan Araştırma Önergesinin ardından CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin başkanlığında milletvekilleri Aylin Nazlı Aka, Şenal Sarıhan, Utku Çakırözer, Enis Berberoğlu, Muharrem Erkek ve Zeynep Altıok'tan oluşan heyet, Diyarbakır'a gelerek barış sürecinin devamı için kamuoyuna mesaj verdiler.
Barış sürecinin devamı ve artık analar ağlamasın sloganıyla başta Diyarbakır, Adıyaman olmak üzere Türkiye coğrafyasının her ilinde ‘silahların susması için’ bir çıkarma başlattıklarını söyleyen CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin ‘Diyarbakır gibi medeniyet ve barış kenti olan bir yerde artık silahların susmasını istiyoruz. Diyarbakır kentinin adı terör kenti değil barış kenti olarak anılmalı' dedi. (odatv)
Diyarbakır’da CHP İl binasında düzenlenen basın toplantısında heyet adına bir açıklama yapan Tekin ‘Her dönem olduğu gibi bugün de nerede sorun varsa bu sorunlara kayıtsız kalmayacağız. Halkımızın sorunları ve sıkıntıları yerinde dinleyen bir parti olarak Diyarbakır'a geldik’ şeklinde konuştu.
"Son dönemlerde yaşanan savaşın Türkiye'ye maliyetini biliyoruz" şeklinde konuşmasını sürdüren Tekin, "Biz isterdik ki 550 vekil bu sorunların kaynaklarını araştıracak bir komisyon oluşsaydı. Ancak, tüm çabalarımıza rağmen oluşmadı. Biz bugün Diyarbakır'dayız. Biraz sonra yurttaşlarla ve sivil toplum örgütleriyle buluşacağız. Bilgi alacağız, bilgilerin sonucu da kamuoyu ile paylaşacağız" dedi.
"HDP'NİN KAPATILMASI KABUL EDİLEMEZ"
HDP'nin kapatılması tartışmaları da sorulan Tekin, "Hiçbir siyasi partinin kapanması, bunların yeniden tartışılması kabul edilemez. Demokrasi ayıbıdır. Bunları kabul etmemiz mümkün değil. CHP olarak bunları reddedeceğiz" dedi.
Basın toplantısının ardından heyet Diyarbakır meydanındaki Hasan Paşa Hanı’nda esnaflarla bir araya gelerek halkın nabzını tuttu."
BARIŞ SÜRECİNİN DEVAMI İÇİN ELİMİZDEN NE GELİYORSA YAPACAĞIZ"
Esnaf ziyaretleri sonrasında onların gelecekle ilgili umutsuz olduklarını ve esnafın her konuda tedirgin olduğu izlenimine vardıklarına dikkat çeken Tekin, barış sürecinin devamı için CHP olarak ellerinden geleni yapmaya hazır oldukları mesajını verdi.
Tekin konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bugün burada iki saat süreyle esnaflarla bir araya geldik. Esnaf barış istiyor. Halk Batı’da olduğu gibi Doğu’da da polis zırhlı askerlerin caddelerde dolaşmadığı bir dünya özlemi içerisinde. CHP olarak TBMM’de terör olaylarını araştırmak üzere bir Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdik. Ancak AKP hangi akla hizmet ettiyse bu talebi geri çevirdi. Nasıl Suruç’ta 32 gencimiz için ağladıysak şehit olan polis ve askerlerimiz için de yüreğimiz yandı. 80 ve 90’lı yılları tarih unutmaz. Tıpkı bu yıllara benzer oyunlar bölgede oynanıyor. 2011 yılında barış süreci konusunda CHP olarak ne dediysek şimdi de tekrarlıyoruz. Biz Kürt sorunun parlamentoda çözümünden yanayız. Bu konuda parti olarak elimizden ne geliyorsa yapacağız.’
**Barışa CHP ile Devam Edelim**
CHP'nin bölgede artan olayların araştırılması için TBMM'ye verdikleri önergenin AKP ile MHP oylarıyla reddedilmesinden sonra oluşturduğu "barış çıkarması", bölgedeki sivil toplum kuruluş temsilcileri ile bir araya geldi.
Genel Sekreter Gürsel Tekin başkanlığındaki barış çıkarmasına, Genel Başkan Yardımcısı Enis Berberoğlu, milletvekilleri Utku Çakırözer, Nurettin Demir, Şenal Sarıhan, Aylin Nazlıaka, Zeynep Altıok katıldı. (odatv)
-Chp ile barış konusunda yola devam edilmeli...
-Chp bu konuda aktif rol almalı sorunun taraflarıyla vakit geçirmeden konuşulmalı...
-CHP bize 'AKP sizi kandırıyor' demişti. Haklı çıktı.
-Barış süreci AKP'nin tekeline bırakılmayacak kadar ciddi bir sorundur.
Avukatlar, eski DEP milletvekilleri çeşitli Kürt sivil toplum kuruluş temsilcileri, işadamı ve kadınları teker teker söz alarak bölgedeki temel sorunun Kürt sorunu olduğunu ve uzun yıllardan sonra ilk kez bu şekilde CHP'nin Güneydoğu'ya bir çıkarma yaptığına işaret ettiler.
Gerek Diyarbakır'da Hasanpaşa Hanı'ndaki esnaflar, gerekse sivil toplum kuruluş temsilcilerinin ortak noktası AKP ile barış sürecinin kesinlikle mümkün olamayacağı ve Kürtlerin 'oyuna getirildiği' fikriydi.
CHP İLE BARIŞ KONUSUNDA YOLA DEVAM EDİLMELİ
CHP heyetinin 30'a yakın sivil toplum örgütü temsilcisiyle üç saat süren toplantısında konuşulan belli başlı talepler ve beklentiler şunlar:
- Bir an önce silahlar susmalı. Aksi halde buradaki ateş tüm yurda yayılacak. Türklerle Kürtleri bir arada tutmak mümkün olamayabilir
- Hiç vakit geçirmeden önce çatışmasızlık ardından Kürt sorununun kalıcı çözümü gündeme gelmeli. CHP bu konuda aktif rol almalı, sorunun taraflarıyla vakit geçirmeden konuşmalı.
- Ülke bir kişinin siyasi hesaplarına kurban edilmemeli. AKP-CHP koalisyonu hemen kurulmalı. Koalisyonda CHP'nin varlığını demokrasi açısından güvence olarak görüyoruz.
- CHP bize 'AKP sizi kandırıyor' demişti. Haklı çıktı. AKP bu konuda samimiyetsiz çıktı. AKP adım adım bu bölgede 'tabela partisine' dönüşüyor
- 'Sivas'ın doğusuna geçemez' dedikleri CHP sivil toplumla Diyarbakır'da görüşürken, AKP toplantı yapamaz ancak Ankara'da görüşebiliyor
- Kürt hareketi de sorunların çözüm yeri olarak parlamentoyu ve HDP'yi görmelidir.
- AKP ateşle oynuyor. CHP olarak HDP ve Kürtleri yalnız bırakmayın.
- Bizim sadece talebimiz eşit haklar ve özgürlükler, ana dilde eğitim vs. Biz sadece bunları talep ediyoruz. Ötekileştirilmek istemiyoruz.
- Eğer çok büyük bir savaşın eşindeysek barış adına koalisyonun içinde olun.AKP-MHP koalisyonu savaş hükümetinden başka bir şey olamaz.
- Barış süreci AKP'nin tekeline bırakılmayacak kadar ciddi bir sorundur. Toplumsal barışın sağlanması adına CHP'ye büyük misyonlar düşüyor. Ortadoğu'daki savaş bizi daha da etkileyecek. Yol yakınken silahların durdurulması için gereken zemin sağlanmalı. Bu konuda koalisyon sınırlarını zorlayın. Bu kesinlikle teslim ya da taviz anlamına da gelmez.
TEKİN ' KÜRT SORUNU DEĞİL ARTIK KARŞIMIZDA ORTADOĞU SORUNU VAR'
Bölgedeki Kürtlerin talep ve beklentilerini aldıktan sonra kısa bir değerlendirme yapan Tekin bölgedeki temel sorunun Kürt sorunu değil, Ortadoğu sorunu olduğunu söyledi.
Tekin ''Çok kritik bir süreçten geçiyoruz. 90'lı yılların koşulu ile şimdiki koşullar çok farklı. Bu sorun artık sadece Kürt sorunu olmaktan çıkmıştır. Ortadoğu sorunu haline gelmiştir. Koalisyon olarak bu sürecin AKP ile zor olduğunu bile bile yaşanan bu olaylardan sonra biz CHP olarak elimizi, gövdemizi, her şeyimizi ortaya koymaya hazırız. Biz Türkiye'nin birlik ve bütünlüğü için CHP olarak hazırız. Barış sürecinin Erdoğan kafasıyla gidilemeyeceğini herkes biliyor. Biz bu konuda üzerimize düşen ne varsa koymaya hazırız. Barışın yeniden inşası için çaba harcamak istiyoruz" mesajı verdi.
**HABUR HİÇ BİR ZAMAN YANLIŞ DEĞİLDİ? Habur'dan gelenlerin avukatlığını yapan Tanrıkulu bunu söylüyor.
Habur yanlış değildi. Habur hiçbir zaman yanlış değildi. Habura gelenler önemli bir projenin mensupları olarak devletin sınır kapısından geldiler silah bıraktılar. Eğer o proje gerçekleşmiş olsaydı, bugün Türkiye'nin kürt meselesi, çatışma meselesi terör meselesi bu noktaya gelmezdi. Bu insanlar silah bırakmışlar teslim olmuşlar. Burada yanlış olan siyasi sürecin yönetilmemiş olması, diyarbakır'daki mahkemenin silopiye taşınması , burada yanlış olan gelenlerin örgüt olan kıyafetleri ile gelmesi...
-Habur Hükümet doğru yönetemedi habura gelenlerin kusuru yok.
(internethaber hurriyet beyazgazete videolu haber)
Spiker tekrar soruyor: Haburdan gelenlerin avukatlığını yaptınız mı?
Bakın burada yanlış olan ne?Spiker tekrar soruyor…Tamamda burada yanlış olan ne.Habur denildiği zaman şu anlaşılıyor.Silahlı insanlar gelmiş devleti ele geçirmeye. Oraya gelen insanlar silah bırakan insanlar…İnsanlar avukat iken herkesi savunabilir. Habur Hükümet doğru yönetemedi habura gelenlerin kusuru yok. İnsanlar silahsiz olarak türkiye’ye gelmişler ve bir şeyi başlatmak istiyorlar. Siyasi iradeyi görmek istiyorlar. Yargı iradesini görmek istiyorlar Başarılı olsaydı. Silahsızlanma ve barış süreci yaşanırdı…Bu yanlış değil.
Silah bırakıp devletin savcısına polisine teslim olmuşlar bu yanlış değil.
Ve CHP "çözüm" sürecine katıldı
CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler, hükümetin başlattığı "çözüm" süreci kapsamında yapılan ve CHP'nin de destek verdiği tasarıya muhalefet şerhi düştü. Bunun yanısıra Güler, internet sayfasında kaleme aldığı yazıda, genel başkan yardımcısı Sezgin Tanrıkulu'nun CHP örgütlerine yazı göndererek, CHP'nin "çözüm" sürecine katıldığını bildirdiğini iddia etti. Güler'in yazısında, Tanrıkulu'nun, CHP örgütlerine bunun çevreye de anlatılması talimatı verdiğini söyledi.
(odatv)
--Tasarı, son iki maddesinden biri, yayımlandığı tarihte yürürlüğe gireceğini söyleyen madde, diğeri de hükümlerin Bakanlar Kurulu tarafından yürütüleceğini gösteren yürütme maddesi. Buna göre Tasarı yalnızca 4 maddeden oluşuyor.
Tasarı 2 – 3 – 4 Temmuz 2014 günleri İçişleri Komisyonu’nda görüşüldü.
AKP Tasarısına MHP karşı çıkarken, HDP ve CHP destek verdi.
Basında yer aldığına göre, İnsan Hakları İşleri Genel Başkan Yardımcısı Sezgin TANRIKULU, CHP örgütlerine yazı gönderdi. CHP’nin “çözüm süreci”ne katıldığını, örgütlere bunun çevreye anlatılması görevini verdiğini bildirdi.
‘Taraf’ HDP’nin, CHP yönetimi tarafından da dile getirilmekte olan Terörle Mücadele Yasası’nın, Türk Ceza Kanunu gibi yasalardaki anti-demokratik düzenlemelerin kaldırılması talepleri, yukarıda açıklanan hedeflerin tamamlayıcılarıdır.
Bu girişimin sağlayacağı ileri sürülen “kalıcı barış”, Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünün kaldırılması şartına bağlanmıştır. PKK/HDP’nin istediği, AKP Hükümeti’nin getirdiği ve CHP yönetiminin destek verdiği Tasarı, terörü Cumhuriyet Rejimi’ni teslim ederek sona erdirmeye hizmet etmektedir.
--Sarıgül: Başbakan Olsaydım Öcalan'la Görüşürdüm.--
Ezgi Başaran'ın yaptığı röportajda önümüzdeki yerel seçimlerde CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması beklenen Mustafa Sarıgül "Başbakan olsam ben de Öcalan'la görüşürdüm. Ayrıca görüşülen Öcalan değil, Kürt halkıdır" dedi. (17.03.2013) Tıkla
(t24 haberler.com aydinlik ensonhaber)
Önce söze İmralı süreciyle başladık. CHP'nin dün yapılan parti meclisini ikiye hatta üçe bölen “CHP bu sürecin neresinde durmalı” sorusunun cevabı Sarıgül için gayet netti: “Ben de başbakan olsaydım Öcalan'la görüşürdüm. Çünkü her şey konuşularak çözülür. Ayrıca Öcalan'la görüşme meselesine de şöyle bakmak lazım: Görüşülen taraf Öcalan değil, Kürt halkıdır. Bunu Türkiye'nin batısına da net olarak anlatmak gerek.
Ben olsam en çok şehit verdiğimiz şehirlerde de sivil toplum kuruluşlarıyla örgütlenerek kamuoyunu hazırlardım. Bu sürecin hayal kırıklığı yaratmaması lazım. Hükümet daha önce Kürt açılımı ve Alevi açılımı diyerek de çeşitli girişimlerde bulundu ama sonunu getiremedi. Çünkü altyapısı yoktu. Umarım bu kez yine aynı şeyi yaşamayız.”
--''TÜRK DEĞİL TÜRKİYELİ''--
CHP'nin bir kaynar kazanı da anayasadaki vatandaşlık kavramı. Süheyl Batum'un CHP'yi temsilen Anayasa Uzlaşma Komisyonu'na dahil olmasından sonra, mutabık kalınan vatandaşlık tanımında uzlaşılamadı. Sarıgül şöyle diyor: “Anayasadaki Türk kavramı yerine Türkiyeli kavramının konmasını doğru buluyorum. Vatandaşlık tanımının böyle yapılması, sadece Kürtler için değil, Ermeni, Yahudi, Rum, Laz vatandaşlarımız için de uygun olandır.”
--Bağımsız Kürdistanı Savunuyor.--
Zir süre sessiz kalan Özçelik, CHP Olağanüstü Kurultayı öncesi Hürriyet'e bir demeç verdi ve 18 Ağustos günkü gazetede Cansu Çamlıbel'e açıklamalarda bulundu.
** O röportajda hem müzakere sürecini hem de Türkiye'nin bağımsız bir Kürt Devleti'ni desteklemesi gerektiğini savundu. CHP'nin açılım politikasında görev almak üzere Kemal Kılıçdaroğlu kontenjanından PM'ye paraşütle indirilmek istendi, delege üzerini çizdi.
Bu transferde Gülen'in etkisi var mıdır yok mudur bilemeyiz. PM'ye giremeyen Özçelik'in Kılıçdaroğlu yönetiminde bundan sonra neler yapacağını hep birlikte göreceğiz. (odatv)
17 Mayıs 2012'de müşteşarlık görevinden alınan Özçelik, Dışişleri Bakanlığı müşavirliğine getirildi. Cemaat'e yönelik operasyonlarla birlikte pasif görevlere çekilen Özçelik emekliye ayrılmak zorunda kaldı.
--'ÖCALAN ARTIK BU İŞİN AKTÖRÜ' --
Kamu Güvenliği eski Müsteşarı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik Habertürk TV'de Veyis Ateş'in konuğu oldu. (10.04.2015)
- Abdullah Öcalan bu işin aktörü, artık bunu kimse yadsımıyor. Biz ateşkesin devamından çok mutluyuz ama tekrar silaha düşmeden bir süreçle çözüme evriltelim. Ama sorun şimdiki yöntemle çözülmez bu sorunu biz çözeriz.
- Seçim barajı düşürüldüğünde başka bir atmosfer oluşacak. Kürtlerin büyük bölümü de PKK üzerinden hak aramaya inanmıyor. HDP hala PKK görüşü ve etnik kimliğini ön planda tutuyor. Biz Kürtlerin doğuştan sahip olduğu her hakka saygılıyız. (habertürk)
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören baskanligindaki, Kocaeli Milletvekili Mehmet Halil Kaplan, Bursa Milletvekili Sena Kaleli, Gaziantep Milletvekili Mehmet Seker, PM Üyeleri Ibrahim Yener, Dursun Bulut, Çetin Soysal, Hüseyin Saygili, CHP Istanbul Il Baskan Yardimcisi Serdil Dara Odabasi, Adiyaman Eski Milletvekili Sevket Köse ve Kadiköy Belediye Baskan Aday Adayi Aykut Nuhoglu'nda olusan heyet ilk olarak Van Ferit Melen Havaalani'nda partililer tarafindan karsilandi. Heyet üyeleri CHP Van Il Baskanligini ziyaret etti. Heyet Baskani Hasan Ören, Genel Baskan Kemal Kiliçdaroglu tarafindan görevlendirildiklerini, 'Çözüm süreci&ne CHP'nin katki sundugunu söyledi. Dogu ve Güneydogu'da alginin yanlis lanse edildigini belirten Ören, Biz de partimizin baris sürecine nasil baktigini, fikrinin ne oldugunu somut olarak anlatmak için basta sivil toplum kuruluslari olmak üzere bir çok kesimle görüsmek üzere Van'a geldik dedi.
FİDANA CAN SUYU DÖKERSEK HUZUR IÇINDE OLACAGIZ
Bir hafta boyunca bölgede çesitli illerde görüsmeler yapacaklarina dikkat çeken Milletvekili Ören, Van'dan sonra Agri, Kars, Ardahan'da bütün kesimlerle iç içe olarak CHP'nin baris sürecinin neresinde oldugunu ve ne kadar katki sundugunu anlatacaklarini söyledi. Ören, söyle devam etti
Yapacagimiz konusmalarda inatlasma derdinde degiliz. Yakalanmis bir firsat var. Bu firsata, fidana cansuyu dökebilirsek, katki sunarsak CHP olarak huzur içinde olacagiz. Geçen hafta Adiyaman ve Malatya'da yaptigimiz toplantilar verimli oldu. Toplantilarda Türkiye'nin bütünlügünü, görmek istedigi görüntüleri yakaladik.
BÖLGE HASSAS
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, bölgenin 'hassas' konumda oldugunu anlatirken, söyle konustu
Bölge, baris sürecinin devam etmesini istiyor. Projelerimizi anlatabilmek için vatandasin ayagina gitmemiz lazim. Sanki CHP baris süreci içinde hiçbirsey yapmiyor. Kanun teklifleri vermiyor, soru önergeleriyle konuya destek vermiyor gibi bir algi vardi. Yaptigimiz görüsmelerde elimizdeki dokümanlar, bilgilerimiz, ürettiklerimizi ortaya kodugumuzda bunun böyle olmadigi anlasildi. Biz ne yapacagimizi anlatmak istiyoruz. Vatandas barisla ilgili fisatin kaçmasindan sonra ikinci firsatin olmayacagina inanmamaya baslamis.
DARBE KARSI ÇIKTIGIMIZ BIR YÖNETIM BIÇIMIDIR
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, darbe karsiti olduklarini, Misir ve Suriye'de olanlari tasvip etmediklerini söyledi. Ören, söyle konustu
Ülkenin veya dünyanin neresinde olursa olsun darbeler her zaman bizim karsi çiktigimiz bir yönetim biçimidir. Sandik esasina inanmis, sandiktan çikan sonçlari içine sindirmis partinin mensuplariyiz. Misi ve Suriye'de olani da kiniyoruz. Darbe kabul edilebilecek bir sey degildir. Türkiye'de bunca sorun varken Misir'la ilgili 24 saat yayin devam ediyor. Hassasiz ve konuyla ilgili beyanatlarimiz var. Türkiye'de bir baris süreci var herkes diken üstünde yasiyor. Bunu bir an evvel sonuca ulastirmamiz gerekiyor. Simdi Türkiye yalnizlasmaya basladi. Bütün Avrupa, Amerika'dan hatta Ortadogu ülkelerinden, bu Kasimpasali agziyla konusmalara tepkiler gelmeye basladi. Sorunlarin çözüm yeri halk iradesiyle tesekkül etmis parlamentodur. Sorunlari kapali kapilar arkasinda çözmeye kalkarsaniz o sorunlari çözmenin ötesinde, daha çözülemez hale getirirsiniz. Su anda mevcut iktidar bu yöntemi seçiyor. Bu yöntem Türkiye'nin dis siyasetinde de çok fazla itibar görmedi. Sifir sorun ile basladigimiz noktadan sorunsuz hiçbir komsu ülkemiz yok. Bugün Genel Bakanimiz Irak'ta. Maliki sikayet ediyor. Türkiye içislerimize karismasin. Libya'da, Suriye, Misir'da sikayet ediyor. Türkye Islam alemi içinde sayginligi olan daha ileri demokrasinin oldugu bir ülkedir. Mustafa Kemal'in söyledigi gibi 'Biz komsularimizla iyi geçinip komsularimizin içislerine karismayiz'dedi.
HDP İLE GİZLİ KAPILAR ARDINDAN PAZARLIK YAPAN KILIÇDAROĞLU GEÇMİŞTE NE SÖYLEMİŞ
Terör örgütü ile masaya oturup pazarlık yapanları hiç kimse unutmasın. Bütün şehitlerimizin vebali, günahı onların boynunadır. PKK terör örgütüne her türlü moral desteği verenler, bugün iktidar sahipleridir. Biz bütün bunları dünyaya, Türkiye'ye, vatandaşlarımıza anlatmak zorundayız." değerlendirmesinde bulunmuştu.
8 Senedir faşist akp+mhp bizi bitirecek chp hdp ile bir olmalı diyen pkk liderlerinin ve abd'nin emirlerine uyan kılıçdaroğlu yine kelime oyunları ile yaptığı ihanetleri gizleme derdinde....
(Cumhuriyet aa chp.org tbmm) 09.10.2018
Geçen hafta 8 şehidimiz vardı, onlara da Allahtan rahmet diliyoruz. Gazilerimiz var, acil şifalar diliyoruz. Terör örgütüyle masaya oturup pazarlık yapanları hiç kimse unutmasın. Bir daha söylüyorum, terör örgütüyle masaya oturup pazarlık yapanları hiç kimse unutmasın.
PKK TERÖR ÖRGÜTÜNE HER TÜRLÜ MORAL DESTEĞİ VERENLER BUGÜN İKTİDAR SAHİPLERİDİR
Defalarca uyardık kendilerini, tuttuğunuz yol yol değildir dedik. Şimdi bizi suçluyorlar. Bütün şehitlerimizin vebali günahı onların boynunadır. PKK terör örgütüne her türlü moral desteği verenler bugün iktidar sahipleridir. Biz bütün bunları dünyaya anlatmak zorundayız, Türkiye’ye anlatmak zorundayız, vatandaşlarımıza anlatmak zorundayız.